Düş ürünü olan yaratı, reklam grafiğinin olgusuyla uygulama alanına girdi. Yazın gazetelerin kültür ve sanat sayfalarındaki makalelerin kalıbı içerisinde kurguya boyun eğildi. Bütün bu ürünler birer mal niteliğiyle pazara artık adım atmak üzeredirler. Ancak henüz eşiktedirler ve tereddüt etmektedirler. Pasajlar, iç mekanlar, sergi salonları ve panoramalar bu dönemin ürünleridir. Bunlar bu düşler dünyasının kalıntılarıdır.[1]
Antonia Breme bir süredir vitrin tasarım elemanlarını heykel üzerinden düşünerek ve onlara yeni formlar katıp soyutlayarak yapıtlar üretiyor. Sanatçı vitrindeki bir ürünün teşhiri için çoğu zaman görünmez fakat gerekli olan yardımcı üniteleri, asma aparatlarını, göz hizasına erişen yükseltileri, ışıkla oynanan oyunları heykelin temel ilkeleri üzerinden yeniden yorumluyor. Bunu da olanca doğallığı ve sıradanlığıyla ve asgari nesneyle yapma iradesini taşıyor.
.[1] Benjamin, W. (2017). XIX. yüzyıl’ın başkenti Paris, Pasajlar çev. A. Cemal (13. Basım). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, (s 104).
Sergi vasıtasıyla Breme, kendi içinde tanımlı ve keskin çizgilere sahip pazarlama dünyasının erişmeye çalıştığı tanımsız, akışkan, duyusal ve duygusal etkileri eğilimleri bu kez alışılmışın dışında harekete geçirecek bir deneyim vadediyor. Sanatçının bir ürünün veya hizmetin reklamını yapmak için kullanılan reklam panosunu vitrine taşımasıyla, İttihad ve Sigortalar Pasajı’nın içinde bulunan ticari işletmelere ve onların pasajdaki tüketimi teşvik eden farklı stratejilerine de göz kırpar. Nitekim, bir yanında “Çok uzatma, gel!” diyerek müşterilerini çağıran bir berber dükkânı, diğer yanında kıyafetlerin üst üste durduğu, teşhirin aşırılığa kaçtığı ve hatta işlevinden uzaklaştığı, gözleri yoran dükkanlarının arasında, Yaya vitrinine müşterisini çekmek adına kendine özgü bir yöntem uyguluyor. Alışıldığı gibi reklam panosunun üzerinde çarpıcı görseller veya çekici bir slogan bulunmuyor aksine, bu kez dönen parlak, oyuncul ve pürüzsüz yüzeyler gelen-geçenlerin bakışlarını vitrine davet ediyor. Tanımsız yüzey ne tür bir ürün teşhir edildiği sorusunu akıllara getiriyor. Evvelden bir ayrıntı olan ve metanın teşhir edildiği reklam panosu, bu yolla arka planda duran taşıyıcı bir üniteden çok daha fazlası oluveriyor ve etrafındaki elektrik kabloları, dönen mekanizmanın motoru, döndürdüğü kağıtların yarattığı boşluklarla göze daha da görünür hale geliyor. Burada, Breme’nin ayrıntılara olan tutkusunu ve izleyiciyi bu deneyime davet ederken ki naif muzipliğini görmek imkânsız değil.
Panonun içine yerleştirilmiş parlak kağıtlar, kendi özerkliğinde savrulan fakat yine de kimi fiziki kısıtlamalar dahilinde belirli bir forma tabi olan ambalaj kağıtları. Bunlar; Breme’nin yerleşimi öncesinde eski bir çikolata fabrikası olduğunu öğrendiği Berlin’deki atölyesinin köşesinde gözüne çarpan eski sakinlerin bıraktığı kuvvetle muhtemel çikolata ambalaj kağıtları. Bir yüzü metalik diğer yüzü altın rengi olan ışıltılı kağıtlar vitrinin ihtiyaç duyduğu albeniyi ona bahşederken aynı zamanda panonun fiziki formunu ve serginin kavramsal çerçevesini birbirine bağlayan önemli bir unsur olarak ortaya çıkıyor.
_Untitled_(hooked)_* yapıtı panonun bütün olarak münferit sergilendiği ve aynı sistemin eksiltilmiş olarak duvara monte edildiği iki ayrı parçadan meydana geliyor. İlki döngüsel bir hareketi, diğeri ise aşağıya doğru süzülen ve bir süre sonra yön değiştirerek yukarıya doğru sarmal oluşturan hareketi daimî olarak mekanizma üzerinde yürütüyor. Her iki hareket de tüketimin hızlı ve agresif tabiatına karşın yatıştırıcı, duyusal ve naif bir tavrı öne çıkarıyor. Bu devinim nüanslarıyla sanatçı tekrardan detaylara dikkat çekiyor. Ambalajın hareketinin farklı birikintiler yaratması, her bakışta farklı bir heykeli izleme şansını olanağını açığa çıkarıyor. Böylece Breme, geleneksel heykel anlayışından bizi koparıp sonsuz bir akış içine dahil ediyor. Tüketme arzusunu günlük ve sıradan bir hareket üzerinden yeniden yorumlarken kendine has bir sakinliği ortaya koyuyor ve sanki bize “biraz yavaşlayın” diye fısıldıyor.
Breme’nin duyu ve arzulara hitap etme gayesindeki pazarlama dünyasının katı ve acımasız tutumuna karşı yönelttiği eleştirilerin arkasında** asıl derdi heykelin kendisiyle. Onun için malzeme, doku, kütle ve gölge gibi unsurlar göz ardı edilemez. Endüstriyel bir ürünü maddesel olarak kaba ve güçlü görünümünden sıyırmak ve onları narin ve şık bir hale getirmek yapıtlarında öne çıkardığı bir özellik. Zincirler, halkalar, bükülmesi imkânsız gibi görünen kalın alüminyum parçalar sanatçının elinde büyülü bir biçimde kıvrılıp, sarkıp, süzülürken; tabiatındaki maddesellikten uzaklaşıyor. Böylece, materyalin ham halinden uzaklaşan, yalın fakat estetik öğelerin ön planda olduğu bir görsellik ortaya çıkıyor öyle ki; heykeller dekoratif tanımına yaklaşan kimi nitelikleri üzerlerinde taşımaya başlıyor. Vitrini içindekilerle birlikte göze hitap eden bir mekân olarak sunma kaygısı, heykellerin durduğu tasarım ve sanat arasındaki ince çizgiyi böylelikle daha da derinleştiriyor, bu da yapıtları mekâna özgü bir hale getiriyor.
Breme yukarıda dikkat çektiğim pek çok unsuru detayların içine saklayarak muğlaklaştırıyor gibi görünse de aslında sergideki kavramsal, teknik ve forma dair ögeleri tüm şeffaflığı ile açık ediyor. Tıpkı akışkan malzemenin paketi açıldığında etrafa dökülen sıvının bulaşması ve o ana kadar sakladığı tüm sırlarını ifşa etmesi gibi, Breme de ambalaj kağıtlarına gömülmüş olan nesnel, fonksiyonel ve düşünsel akışkanlığı şiirsel bir biçimde bu sergi aracılığıyla bizlere açıyor.
.[1] Benjamin, W. (2017). XIX. yüzyıl’ın başkenti Paris, Pasajlar çev. A. Cemal (13. Basım). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, (s 104).
T. Melis Golar
————————————————————————————————————-
* Untitled_(hooked)_ başlığı isimsiz işin parantez içine dikkatleri çekiyor. İngilizce’de kancalanmış, tavlanmış, kapana kıstırılmış gibi anlamlara gelen “hooked” kelimesi yazıda bahsettiğim muzip tavrı devam ettiriyor.
** Sergi için hazırlanan posterde yer alan sergi metnini Chat Gpt’nin de yardımıyla pazarlamanın ısrarcı davetkârlığına referansla klişe bir reklam diline getirdim.
Sergi kredisi: Antonia Breme ve Viable’ın izniyle, Fluidity Unwrapped, Viable, Yaya, İstanbul, 2023
Goethe Enstitüsü’nün katkılarıyla
Fotoğraf kredisi: Zeynep Fırat
Poster tasarım: Eline Tsvetkova
Daha fazla bilgi için;