Havva Altun / Ozan Bilginer / Aslı Işıksal / Funda Susamoğlu / Seval Şener
08.06.2018 – 09.07.2018
Galeri Siyah Beyaz
MELİS GOLAR : Her sanatçının ayrı üretim motivasyonu, pratiği ve konuyu ele alış biçimi olmasına rağmen bu sergide ‘Benden Güçlü’ kavramının her sanatçıda yarattığı ikircikli hal benim en çok dikkatimi çeken unsur oldu. Bu kavramın başlangıç noktasından biraz bahsedebilir misiniz? Bununla ilgili süreç içerisinde sizin aranızda neler konuştuğunuzu merak ediyorum.
BENDEN GÜÇLÜ : ‘Benden Güçlü’ bir kavramdan çok bizi hızlıca yakalayan, nedenini kavramadan ortaklaşa bir biçimde birleştiren bir üst başlık oldu. Kişisel olarak farklı üretim pratiklerimiz hem birbirini anlamak, hem de konuyu çözümlemek adına iyi bir diyalog alanı açtı. Görünür olan hal, her birimizin ‘Benden Güçlü’ tabiriyle ve durumuyla kurduğumuz ilişkilerden kaynaklanıyor olabilir. ‘Benden Güçlü’ tabiri ile karşılaşmamız ‘Sosyoloji Bir Dövüş Sporudur’ adlı Pierre Bourdieu belgeseli ile oldu. Belgeselde Bourdieu, 80 yaşındaki annesini değiştiremeyeceğini bu tabirle anlatıyordu. Kendimizi sanat ekseninde tutmak için uzun bir süredir hemen her hafta yaptığımız toplantılar sürerken bu tabire denk geldik. Bu toplantılarda güncel sanat piyasasından, akademisyen sanatçı olmaya, ülke gündeminden bireysel sanat görüşlerimize, memur olmaktan vatandaş olmaya kadar her konuda konuşuyorduk. Sözlüğe bakmaya bile gerek duymayacağımız kadar anlamı açık görünen bu sözün her birimiz için ne anlama geldiğinin bu açıklıkla çelişen bir biçimde uzun uzun konuşulması gerekti. Buradan beliren noktalar da oldu; doğa, absürdün bir biçimi, içgüdü, bilinçdışı ve ‘Benden Güçlü’yü bir durum olarak algılamak. İşin zorluğu artistik bir görsel çağrışım yapmayan bu tabiri kendi sanat pratiklerimiz ile ilişkilendirme noktasındaydı çünkü artık bu başlık altında bir sergi yapabileceğimizi düşünmeye başlamıştık. Bu kısım zor bir kısım oldu. Hem birlikte sergi yapmak, hem kendi sanat biçimlerimizi korumak istiyorduk. ‘Benden Güçlü’yü bir grup sergisi olarak tasarlamak hepimizin çok önemsediği bir konu oldu. Kısacası ‘Benden Güçlü’ başlığı altında toplanırken bizler sadece kendi temsiliyetlerimizi değil, toplamda ortaya çıkacak olan temsiliyeti önemsedik. Tüm bu süreç boyunca, her birimizin ‘Benden Güçlü’ ile ilişkilenme biçimlerine önce düşünsel sonra eylemsel zeminde şahit olduk.
MELİS GOLAR : Ortak bir ruh hali sonucu bir araya gelerek oluşturduğunuz grup, göreceli bir güç tasviri etrafında ‘Benden Güçlü’ sergisi ile vücut buldu. ‘Benden Güçlü’ sanatçı ve ürettiği iş arasındaki güç dengesini de irdeledi mi?
BENDEN GÜÇLÜ : Aslında sanat üretiminin insanı mecbur eden, pek de eğlenceli olmayan yapısından sık sık bahsettiğimiz olur. Gündelik hayatın sebep sonuç ilişkisine oturmayan bir ritmi vardır, hem çekici hem de zorlayıcıdır. Yani üretmek güçlü bir duygu ama çoğunlukla çaresizlik veya baş edememe halinden kaynaklanıyor gibi… Burada sanatçı ve ürettiği iş üzerinden bir güç dengesinden söz etmek son derece mümkün. İmge sanatçıya bir dayatma gibi gelir ancak onu düşünsel bir zemine oturtmak, okunabilmesi için bulduğu çözümlerle işe güç yetirmek zorundadır. Ya imgenin dediği ya da sanatçının dediği baskın çıkacak ki böylelikle hem çalışma salt gizemli bir form olmaktan çıksın hem de aşırı didaktikleşmesin. Bu sonuçta verimli bir mücadele gibi düşünülebilir.