Bilsart, Eşref Yıldırım’ın 12 Mayıs – 24 Mayıs tarihleri arasında T. Melis Golar küratörlüğünde gerçekleşecek “Geceden Kalma Bir Şey” isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, sanatçının 2012 yılından bugüne kadar yaptığı çalışmalarından bir seçki sunuyor. Kişisel olanın politik olduğu vurgusuyla sanatçı, toplumsal olayların tarihi ile kişisel tarihinin kesiştiği ve birbirini etkilediği anları ele alıyor.
Bilsart’ın ilk katında sanatçının iç dünyasını yansıtan video yerleştirmeler ve örgü çalışmalar izleyiciyi karşılar. İkinci katta ise, sanatçının toplumsal olayları ele aldığı hepimizin hikâyesine davet ediliriz. Yapıtlar farklı medyumlar aracılığıyla bize; kaybettiklerimizi, toplumsal kırılganlıkları ve baş edilemez öfkeyi hatırlatır.
Kendimi Seviyorum videosunda Yıldırım, hissetmemiz gerekenler hakkında âhkam kesen, samimiyetsiz pozitifliğin karşısında, gündelik hayatında maruz kaldığı düşmanca söylemleri aynanın karşısında tekrar eder. Birbirine zıt iki önermeyi, hemen her gün deneyimleyen insanın benliğini içselleştirir. Sorunlu insan ilişkilerinin dağıttığı, yok ettiği ve hiçleştirdiği benlik ‘kendini sev’ cümleleri ile olumlanır. Sanatçı bu cümleleri ayna karşısında tekrar ederek, kendine dolaylı bir “şefkat” gösterir.
Akma Denemeleri videosunda sanatçı travma sonrası verilen tepkilerden biri olan donma halini doğada akan suların yönüne bedenini bırakarak ve suyun hareketlerini özümseyerek çözmeye çalışır. Donma halinden çözülmeye ancak bir aşk yardımıyla geçilebileceğini dile getiren şiirsel metin, sanatçının performatif videosuna eşlik eder.
Yıldırım’ın medyada sıklıkla yer alan zayiat haberlerini işlediği serginin üst katında izleyiciyi, kayıpların bir güce karşı teslimiyeti ve hayatın her alanında hüzünlü bir şekilde var olduğunu hatırlatan tuvaller karşılar. Kayıpların siyasi mekanizmaya direkt veya dolaylı bağları, yitirilenleri zaman içinde toplum nezdinde olağan kılar. Benzer tutum, Roboski’de öldürülen otuz dört kişinin gözlerinin örüldüğü göz bantlarından oluşan Takip çalışmasında da izlenebilir.
Davanın takipsizlik kararıyla sonuçlanması ve otuz dört canın adalet arayışının altını çizen yerleştirme, bu gözleri üstümüze dikerek, hak arayışının bitmeyeceğini ve üstümüzdeki vicdani yükün ağırlığını anımsatır.
Kayıpların sadece bir sayıdan ibaret olduğunu açığa vuran Bilanço videosu yaşanan felaketlerin giderek artan kayıpların çetelesini tutar. Kayıpların niteliksizleştirildiğine başka biçimde bir vurgu yapan çalışma ise sanatçının Hiç Kimsenin Ölümü sergisinin kataloğu olan; Gözden Geçirilmiş İkinci Baskı yayınıdır. Bilanço videosunun hüzünlü eşlikçisi olan yayın, bu kez üçüncü sayfadaki ölüm haberlerini odağına alır. Sanatçının haberlerde geçen kişileri portreleştirdiği seri, yayında haberlerin tekrar yorumlandığı bir dizgiyle karşımıza çıkar.
İkinci katta bulunan yitirilen tüm hayatların temsili, mekân boyunca izleyiciyi takip eden Kan İzi çalışmasıyla vücut bulur. Siyasi bir cinayetin üstünü kapatmaya çalışan otoriteyi, ‘Belkıs’ın saç örgüsünü’ büyük boyutlarda yaparak eleştiren Yıldırım, sergi boyunca izleyiciyi takip eden örgüyle zulmün yaşadığımız her anda olduğunu yineler.
Bireysel açmazlarla toplumsal sorunların bir özetini sunan “Geceden Kalma Bir Şey” sergisi Yıldırım’ın Yalnızlık Her Sabah performansı ile hem mekânı hem de serginin temasını bir paydada buluşturacak. Arkadaş Zekai Özger’in ‘Bir Gün Sevişmeyi Bana’ şiirinden bir bölümü performansı ile yeniden işleyecek olan sanatçı, tüm olumsuzluklara rağmen insanın yeni ve umutlu bir güne uyanışını, karanlıktan aydınlığa geçişi sergiye ve performansına yansıtır.
“Geceden Kalma Bir Şey” sergisi ve sanatçının gerçekleştireceği Yalnızlık Her Sabah performansı Zilberman ve Bilsart iş birliği ve desteğiyle yapılmıştır. Performans videosunu izlemek için tıklayınız.
SANATÇI HAKKINDA
Eşref Yıldırım’ın işleri, toplumsal ve siyasi güç odaklarına işaret eden medya temsillerinden ve toplumu
şekillendiren sosyal tabulardan yola çıkar. Sanatçı, sosyal hiyerarşilerin baskısından, tanımlanmış cinsiyet
rollerinden ve ırkçılıktan bunalan bireysel yaşamlara odaklanır. Yıldırım’ın resimle olan sürekli diyaloğu ve geri
dönüştürülmüş malzeme seçimi sanata olan yaklaşımının temelinde yer alır. Eşref Yıldırım (1978, Bursa) İstanbul’da yaşayıp çalışmaktadır. Lisans derecesini Mimar Sinan Üniversitesi Resim Bölümü’nde tamamlamıştır.
Kişisel sergilerinden bazıları : Yenilgi Günlüğü (Zilberman Gallery, 2018), Küçük Suçlar Hapishanesi (Zilberman Gallery, 2014), Sağol! (Zilberman Gallery, 2014), ve Hiç Kimsenin Ölümü (Zilberman Gallery, 2012). Sanatçının katıldığı karma sergilerden bazılarıysa şunlardır: Karşı Pencere (küratör: Melike Bayık, KOLİ Art Space, İstanbul, 2021), Apartman, (küratörler: Lara Lakay & Tuba Kocakaya, Apartman No:52, İstanbul, 2021), Tabiatımız, (Tapa sanatçı rezidansı sergisi, Barın Han, 2020), Kilidi Aç (Zilberman Gallery, 2020), The Spirit of the Poet (küratör: Jürgen Kaumkötter, Center for Persecuted Arts, Solingen, 2019), Bilgelik Evi (küratör: Collective Çukurcuma, Bonington Gallery, Nottingham, 2018), Gece: Kolaboratif Performans Önerisi, Eski Datça Otel, Datça, 2018), Confuison, düzenleyen: Kopuntu, Milano Macao, Milano, 2017), Bilgelik Evi, (küratör: Collective Çukurcuma, İstanbul, Berlin, Amsterdam, 2017) Survival Kit (İstanbul,Yekaterinburg, 2017), THE RED GAZE (Zilberman Gallery, Berlin, 2016), Kötülüğün Şeffaflığı ya da Ötekine Bakmak (Kare Sanat, İstanbul, 2015), Küçük Suçlar Hapishanesi (Sinopale 5, Sinop, 2014), Figure Out, (Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri, 2012), Arada, (İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti, MSGSÜ Tophane-i Amire Kültür Merkezi, İstanbul, 2010), Sınırlar ve Yörüngeler 6 (Siemens Sanat Galerisi, İstanbul, 2009).
Sergi kredisi: Eşref Yıldırım, Geceden Kalma Bir Şey, Bilsart, İstanbul, 2022 Fotoğraf kredisi: Kayhan Kaygusuz Daha fazla bilgi için, https://www.bilsart.com/sergiler/esref-yildirim/